ÇED Yönetmeliğinin denetimsizliği artıran maddelerinin yürütmesi durduruldu
22 Kasım 2018
Ekoloji Kolektifi tarafından açılan davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde yapılan iki önemli değişikliğin yürütmesini durdurdu. Resmi kurumların 30 gün içinde bir proje hakkında görüş vermemesi halinde ‘kurum görüşünün olumlu sayılmasını’ öngören değişiklik ile tesislerdeki kapasite artışlarının, tesisin toplam kapasitesinden bağımsız olarak değerlendirilmesinin önünü açan değişikliğin yürütmesi durduruldu
Ekoloji Kolektifi Derneği, 26 Mayıs 2017’de Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin kimi maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açmıştı. Danıştay 14. Dairesi Ekoloji Kolektifinin taleplerinin bir kısmını kabul ederek yürütmeyi durdurma kararı almış, bazı talepler hakkındaki yürütmeyi durdurma istemini ise reddetmişti. Ekoloji Kolektifinin itirazı sonucunda reddedilen talepleri inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 5 Temmuz 2018 tarihli kararıyla, ÇED Yönetmeliğindeki üç maddenin daha yürütmesini durdurdu.
Kararla birlikte;
- ÇED süreci kapsamındaki bir proje hakkında 30 günlük resmi süre içinde bildirilmeyen resmi kurum görüşünün olumlu kabul edilmesini düzenleyen iki madde ile,
- Bir projenin kapasitesinin artması durumunda (Örneğin bir termik santralın enerji üretim kapasitesini artırmaya yönelik bir değişiklik halinde), tesisin tüm enerji üretim kapasitesini yeniden incelemek yerine yalnızca artış miktarı üzerinden ÇED incelemesi yapılmasına olanak sağlayan maddenin
yürütmesi durduruldu.
***
Yürütmesi durdurulan düzenlemelerin ilki, 30 takvim günü içerisinde bir proje hakkında görüş bildirmeyen resmi kurum görüşünün olumlu kabul edilmesini öngörüyordu.
Yapılan değişikliklerden sonra ÇED Yönetmeliğinin 12. maddesinin 2. fıkrası, “İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir” ibaresini içeriyor, 17. maddenin 1. fıkrasında ise “Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir” ifadeleri geçiyordu.
Danıştay İDDK verdiği kararda, “inceleme değerlendirme komisyonu toplantısı sonrasında görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurul/kuruluşun görüşünün olumlu kabul edilmesi halinde, çevreye önemli etkisi olabilecek projelerin yol açabileceği olası zararların önlenmesi hususunun göz ardı edilmesinin söz konusu olabileceği açıktır” değerlendirmesini yaptı ve aynı değişikliği düzenleyen her iki maddenin yürütmesini de durdurdu.
Benzer bir girişim geçtiğimiz yıl Maden Kanunu hakkındaki değişiklik önerileri sırasında da gündeme gelmişti. Eklenmek istenen bir maddede, madenler hakkındaki Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve diğer izin süreçlerinin üç ay içinde bitmediği takdirde izin verilmiş sayılacağı öngörülüyordu. Tepkiler üzerine geri çekilen bu önerinin ardından, Ekoloji Kolektifinin açtığı davada ÇED Yönetmeliğinin ilgili maddelerinin yürütmesinin durdurulması da, zaman sınırları oluşturarak denetim mekanizmalarını etkisizleştiren bir başka düzenleme daha önlenmiş oldu.
Yürütmesi durdurulan diğer düzenleme ise kapasite artışlarının, mevcut kapasiteden bağımsız biçimde incelenerek, çevre ve topluma yönelik etkilerin gerçek boyutlarının gizlenmesini sağlıyordu.
Kapasite artışı ya da genişletilmesi planlanan projelerin ÇED Yönetmeliğinin Ek-1 ya da Ek-2 listelerinden hangisine tabi olacağı tartışması, bu konuda yerleşik hale gelen mahkeme kararlarına aykırı olarak tekrar aynı biçimde düzenlenmişti. Kapasite artış başvurusunda bulunulan projelere, sadece artış miktarı esas alınarak ÇED Raporu veya Proje Tanıtım Dosyası düzenleme yükümlülüğü getiren düzenlemenin yürütmesi, Danıştay İDDK tarafından durduruldu.
Danıştay İDDK tarafından verilen kararda, kapasite artış oranlarının mevcut proje kapasitesinden bağımsız, tekil olarak değerlendirilemeyeceği bir kez daha ortaya konuldu.
Böylelikle, “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde kapasite artışı ya da genişletilme planlanması halinde, artıştan kaynaklanacak etkilerin, mevcut karara esas çevresel etkilerle birlikte kümülatif olarak değerlendirilmesinin bir zorunluluk olduğu tekrar tescillendi.
Danıştay kararına erişmek için tıklayınız.