Aliağa kent merkezi, foto: Hamdi Atay
Socar’ın İzmir Aliağa’da inşa etmeyi planladığı termik santral davasında mahkeme, bilirkişinin santralde yakılacak petrokok hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadığına dikkat çekerek ek rapor istedi. EGEÇEP: ‘Davanın seyri değişti, olumlu bir gelişme’
Elif İnce/Ekoloji Kolektifi
Azeri devlet petrol şirketi Socar’ın İzmir Aliağa’da yapmayı planladığı 672 MWe gücündeki termik santrale karşı Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) tarafından açılan ve 2013’ten beri devam eden davada İzmir 3. İdare Mahkemesi ara kararını açıkladı.
Mahkeme 13 Kasım 2015 tarihli kararında, “Bilirkişi raporunda santralde yakılacak ‘petrokok’ ile ilgili emisyon, çalısma teknolojisi vb. konularda açıklama bulunmadığı görüldügünden, söz konusu hususa dair değerlendirmenin ek raporda açıklanmasının istenilmesi” gerektiğine hükmetti.
‘Aynı bilirkişiden istenmiş olması kaygı verici’
Davacı EGEÇEP, 4 Kasım’daki duruşmada bilirkişi raporunun kamu yararı gözetmediği ve bilimsellikten uzak olduğuna dair bir itirazda bulunarak yeni heyet görevlendirilmesini talep etmişti. EGEÇEP avukatlarından Hande Atay, “Esas itirazımız bilirkişi heyetinin tarafsız olmadığına yönelikti. Ancak bunu da olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz, mahkemenin bilirkişi raporunda eksikler olduğunu kabul ettiğini gösteriyor. Davanın seyri duruşma sayesinde değişmeye başladı, idari yargıda duruşmaların ne denli önemli olduğunu da görmüş olduk” diye konuştu.
EGEÇEP avukatlarından Arif Cangı da gelişmenin olumlu olduğuna, ancak ek raporu hazırlayacak kişilerin aynı bilirkişi heyeti olması sebebiyle kaygılı olduklarına dikkat çekti: “Bilirkişi raporunun verilmesinden bu yana bizim ısrarla dile getirdiğimiz, ‘bu bilirkişi raporu hükme esas alınamaz’ itirazımızın, mahkemece yürütmeyi durdurma istemimizin reddinden sonra da olsa görülmüş olmasını önemsiyoruz. Ancak, daha önce tarafsızlıklarına ve uzmanlıklarına itiraz ettiğimiz aynı bilirkişilerden ek rapor alınması bizi kaygılandırıyor. Bilirkişiler önceki raporlarında olduğu gibi davayla ilgisiz ve bilimsellikten uzak ‘kalkınma hedefleri için yapılacak yatırımların engellenmmesi’ yaklaşımıyla ek rapor düzenleyecek olurlarsa uyuşmazlığın çözümü yine mümkün olamayacaktır. Biz incelemenin bilimsel verilere göre objektif olarak yapılması halinde Aliağa’nın yeni bir kirletici tesisi kaldıramayacağının, dava konusu termik santralin Aliağa ve bölgenin ekosisteminde yaratacağı yıkımın tüm çıplaklığı ile tespit edilebileceğini düşünüyoruz.”
Ekim 2013’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ‘Socar Power Termik Santrali Entegre Projesi’nin nihai ÇED raporuna olumlu kararı vermiş ve bu karara karşı EGEÇEP dava açmış, Çevre Mühendisleri Odası da davaya EGEÇEP yanında müdahil olmuştu. Karaağaç Koyu’na yapılmak istenen termik santralin iki üniteden oluşacağı ve bu ünitelerden birinin petrokok, diğerinin de ithal kömür yakacağı ÇED raporunda yer alan bilgiler arasında. Santralde kullanılacak petrokok, Socar’ın 1,8 km ötede inşa ettiği STAR Rafinerisi’nden temin edilecek.
Sobada, kaloriferde yakılması 95’ten beri yasak
Bir petrol yan ürünü olan petrokokun ısınma amacıyla konutlardaki soba ve kaloriferlerde yakılması, kanserojen maddelerin atmosfere salınması nedeniyle 1995’ten beri yasak. Bu yasağı getiren ‘Isınmada Petrok Koku Kullanımının Yasaklanması’ genelgesinin iptal edilmesi istemiyle 1996’da açılan bir davada Danıştay’ın verdiği red kararı, petrokokun zararlarına dair fikir veriyor:
“Konutlardaki sobalarda ısınmak amacıyla kullanılması halinde hava kirliliğine neden olacağı”, yine ısınma amaçlı ve 800 derecenin altında bir sıcaklıkta yakılması durumunda “kanserojen etkili … bir dizi organik maddenin atmosfere verileceği, bu maddelerin ‘Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde belirtilen kanser yapıcı maddeler listesinde bulunduğu,” “petrokokun kürekle sobaya ve kazana atılması halinde işlemi yapan kişilerin tozu solunum ve cilt yolu ile almalarının kaçınılmaz olduğu; bütün bunlar göz önüne alındığında petrokokun teknik bakış açısından klasik yakıtlara göre bazı üstünlükleri görülüyorsa da; yeterli çevre koruyucu tedbir alınmadan ve petrokok ile çalışan ve kullananların gerekli önlemleri almadan kullanmamaları gerektiği … az miktardaki avantajlarına karşı yüksek oranda zehirli maddeler içerdiği, bu nedenle kullanımının da toksikelojik nedenlerden dolayı sorumluluğu altına girilemeyecek kadar tehlikeli olması yanında Türkiye şartlarına da uymadığı sonucuna varıldığı…”
Kasım 2012’de, Socar Termik santralinde petrokok yakılması hakkında bir meclis soru önergesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da şöyle cevap vermiş: “Petrol kokunun ısınma amaçlı kullanımı yasaklanmış olup, elektrik enerjisi üretiminde kullanımı ile ilgili bir çalışma bakanlığımızca yapılmamıştır. Şu anda ülkemizde yerli petro koku üretimi yapılmamakta olup, elektrik üretim tesislerinde kullanımı da söz konusu değildir.”
Aynı cevapta, ‘Büyük Yakma Tesisleri Yönetmeliği’nde yakıt olarak petrokoku kullanacak ve 50 MW’dan yüksek kapasiteli enerji santrallerinde, “baca gazı emisyonları arasında yer alan toz ve ağır metal emisyonları için ayrıntılı olarak sınır değerler getirildiği … bu sınır değerlerin üretim süresince sağlanması hususu önem arz etmekte olduğundan … temel kirletici emisyonların baca gazında devamlı suretle ölçülmesi ve kayıt altına alınması zorunluluğu” olduğu ve “baca gazında korbonmonoksit seviyesinin düşük tutulmasının önem arz ettiği” belirtiliyor.
Comments are closed.