Kamucu ve Ekolojik Yerel Yönetimler için Ekoloji Hareketleri Ankara’da Bir Araya Geldi

3-4 Ağustos ‘19 tarihinde Ankara’da Ekoloji Kolektifi Derneği, Ekoloji Birliği ve Ankara Barosu’nun çağrısıyla “Kamucu Yerel Yönetimler için Belediyeleri Ekolojik Haklar Temelinde Programlandırma ve Stratejik Plan Hazırlama” başlığında forum ve çalıştay gerçekleştirildi. İki gün süren, yaklaşık 60 kurum, inisiyatif ve kooperatifin katıldığı toplantı ve atölyeler boyunca, yerel yönetimlerin programlarında ekolojik bir belediyecilik anlayışının nasıl inşa edilebileceği üzerine konuşuldu. İklim ve gıda krizi başta olmak üzere, ekolojik krizin örüntülerine karşı kurulacak toplumsal ilişkiler ve yerelden başlayacak etkili müdahale yöntemlerine dair gerçekleştirilen tartışmalar, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından belediyelerin hazırlamak zorunda oldukları stratejik planlama ve bütçeleme süreçlerine aktif katılım ve somut hedeflere odaklanarak devam etti.

Buluşmanın açılış konuşmasını Ekoloji Birliği Dönem Eş Sözcüsü Süheyla Doğan gerçekleştirdi. Doğan,  çokça yerel yönetimin ekoloji başlıklarını seçim bildirgelerine taşımasının kaçınılmaz olduğunu ancak bu ekolojik hak ve taleplerin yerel yönetimlerin gündemlerine girmelerinin gerçek koşulunun bu mekanizmalara ekoloji hareketlerinin dahil olmasıyla gerçekleşebileceğine vurgu yaptı. Ardından Gül Köksal’ın moderatörlüğünde çerçeve sunumlar katılımcılarla paylaşıldı. Ilgın Özkaya, Türkiye’de belediyeciliğin tarihsel sürecinden bahsederek, belediyelerin hizmet götüren anlayışının yerleşik olması ve neo-liberal belediyecilik karşısında kamucu ve ekolojik bir belediyeciliğin oluşturulabilmesinin imkan ve zorunluluğunu anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Bülent Şık ise, iklim krizini, su ve gıda krizi karşısında gıda güvenliğini tesis etmekten sorumlu olan yerel yönetimlerin kamusal bir fayda olarak gerçekleştirebilecekleri faaliyetlere odaklandı. Özlem Işıl ise ekolojik krizin, iktisadi krizle birlikte kitlelerin hızla yoksullaşmasına neden olduğunu ve özelikle bu dönemlerde sayıları artan dayanışma ekonomileri ve örgütlenmelerinin kurucu bir siyasetin öznesi olmalarının imkanlarından bahsetti. Fevzi Özlüer, stratejik planlamanın, yerel yönetimlerin yönetme olanaklarına kamusal bir müdahale olduğunun altını çizerek, ekoloji hareketlerinin adaletli ve ekolojik bir yaşam için yerel yönetimleri programlandıracak politik ve hukuki bir belgelendirmenin tarihsel aşamasına gelindiğinin altını çizdi. Son olarak, Özgün Akduran tüm bu bağlamlar eşliğinde yerel yönetimlerde katılımcı bütçenin oluşturulmasının olanaklarından, yöntemlerinden bahsetti.

İlk günün ikinci oturumunda ise, “40 Yılın Hasar Tespiti, İklim, Gıda ve Su Krizi İçinde Kentlerimizi Yeniden Yaşanabilir Kılmak, Belediyelerden Neyi Talep Etmeliyiz? Nasıl Talep Etmeliyiz?” başlığında tüm katılımcılarla birlikte forum düzenlendi. Yerel yönetimlerin programlarına dahil olmak için kent, iklim, gıda ve su krizini nasıl değerlendiriyoruz, taleplerimiz ve sürece müdahil olma araçlarımız neler olmalı soruları kamucu ve ekolojik bir belediyecilik yaklaşımı temelinde tartışıldı.

Tabandan örgütlenerek her yerde meclişleşme ve yerel yönetimlerin karar alma mekanizmalarına katılım talebi

Katılımcılar, ikinci gün dört farklı atölye çalışmasına katılarak odak grup tartışmaları gerçekleştirdiler. İklim, kent, su ve gıda atölyelerine dahil olan katılımcılar stratejik plana dahil olmasını talep ettikleri önerilerini, gerekçeleriyle birlikte tartışmaya açtılar. Neoliberal belediyecilik anlayışının kar elde etme düşüncesiyle, hizmetleri piyasa mekanizmaları içinde çözmesi, yurttaşların bu hizmetlere erişilebilirlik sorunu yaşamaları, sınıfsal eşitsizliklerin bu hizmetlerden faydalanma kapasitelerini belirlediği öngörüsü ile salt kent konseylerine katılıma indirgenmeden, her türlü meclisleşme ve bu meclisleşme deneyimlerinin karar alma sürecine dahil eden kamucu ve ekolojik bir belediyecilik yaklaşımı geliştirilmesinin gerekliliğinin vurgulandığı atölyelerde, bu doğrultuda oluşturulan amaçlar ve faaliyetlerden bir politikalar demeti oluşturulmaya çalışıldı. Atölyelerin ardından düzenlenen kapanış oturumunda, gerçekleşen tüm atölyelerin raporları ve önerileri katılımcılarla paylaşıldı. Ekolojik Haklar Merkezi ise, tartışmalar sonucu ortaya çıkan görüş ve önerileri ilgili belediyeleri ile paylaşan kurum ve kişilere sunacağı gönüllü hukuki destek ile başvuruların izlenmesini sağlayacağını katılımcılarla paylaştı. Katılımcıların kendi yerellerinde yapacakları faaliyetleri ve bu faaliyetlerin sonuçlarını değerlendirecekleri bir toplantının daha organize edilmesi talebiyle çalıştay sona erdi.

Örnek dilekçe için tıklayın !

Bu yayını paylaş